• 13 Ekim 2014 11:51

    Caner Arca

    SÖYLEŞİ - Didem Menteş sordu

    YENİDÜZEN, Diyabet Derneği ve bazı diyabet hastaları ile görüştü, sorunları yerinde dinledi 'Koruyucu hekimlik şart'

    • 'Eğitim Birimi' oluşturulmalı
    • Doktor ve hemşire sıkıntısı var
    • Bazı hastanelerde 'Diyabet Günü' yok
    • Sağlık politikası içinde diyabet politikası oluşturulmalı
    • Hastaneden genel olarak memnuniyet var

    Kıbrıs Türk Diyabet Derneği Koordinatörü Caner Arca, diyabetin sağlık politikasının içinde ayrı bir politikası olması gerektiğini vurgulayarak, devletin koruyucu hekimlik yapması gerektiğini söyledi. Diyabet için ‘Eğitim Birimi’ kurulması gerektiğine dikkat çeken Arca, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı konusunda devletin gerek basın yoluyla gerekse farklı yollarla diyabetin önemini anlatması gerektiğini vurguladı.. Diyabet merkezlerinde doktor ve hemşire eksikliği bulunduğunu savunan Arca, Mağusa Devlet Hastanesi ve Cengiz Topel Hastanesinde ‘Diyabet Günü’ olması gerektiğini belirtti.
    Bu arada Diyabet Merkezinde tedavi gören hastalardan bazıları ise saatlerce doktor beklediklerini bu durumun uzak bölgelerden gelenler için sıkıntı yarattığını söyledi. Bazı hastalar Güzelyurt, Mağusa ve Girne’de diyabet günü ( diyabetliye bakılan gün) yapılmasını istedi.
    Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ömer Gür ise şu anda Kuzey Kıbrıs’ta 3 tane Endokrin Dahiliye Uzmanını bulunduğunu ve bu doktorların Lefkoşa Devlet Hastanesinde görev yaptığını açıkladı. Uzman doktor bulunmadığı için diğer bölgelerde görevlendirilemediğini söyleyen Gür, diğer devlet hastanelerinde diyabet gününde dahiliye uzmanlarının baktığını, haftanın belirli günlerinde hastaların Lefkoşa Devlet Hastanesinde tedavi olduğunu aktardı.
    Eğitim çalışmalarını Sağlık Bakanlığı’na bağlı 5 hemşirenin sürdürdüğünü söyleyen Yataklı Tedaviler Dairesi Başhekimi Dr. Yeşim Gümüşdağ, hemşirelerin kanser hastalığı gibi diyabet konusunda da eğitim çalışmalarını düzenli olarak yürüttüğünü dile getirdi. Gümüşdağ, Diyabet Derneği ile birlikte köylere ve birçok yere giderek şeker testi yanında insanlara diyabetin öneminin anlatıldığını aktardı.

    Arca: “Devlet gerekirse mutfağa girerek diyabeti anlatmalı”
    Dünyada diyabetle ilgili olan sorunların bizim ülkemizde de olan sorunları içerdiğini belirten Arca, diyabetin çok hızlı şekilde yayıldığını söyledi. “Dünyada 2000 yılında yapılan 171 milyon diyabetli hesaplandı. O zaman 2030 yılında bu sayının 366 milyon olacağı tahmin ediliyordu. Ama bu rakama 2012 yılında, 371 milyona çıktı. Bu gün 2035 yılı için ise tahmin edilen sayı 592 milyondur” diyerek bizim ülkemizde diyabetli sayısının 118 000 civarında olduğunu belirten Arca; “ancak bunların %45’i diyabetli olduğunu biliyor” dedi. Arca, diyabet olup da diyabetini bilmeyen yaşayanlar olduğunu ve bunun % 65’lik bir oranda olduğunu belirtti.
    Bu arada diyabetin çok pahalı bir rahatsızlık olduğunu aktaran Arca, dünyada sadece diyabet için 2013 yılında 548 milyar dolar harcandığını söyledi. Diyabetin çok hızla yayılması ve çok paralar harcanması ile ilgili noktanın düşünülmesi gerekildiğini ifade eden Arca, diyabete daha az para harcama değil, diyabetin hızlı yayılmasını önlemenin düşünülmesi gerektiğini aktardı. Caner Arca, doğru beslenmenin önemine vurgu yaparak, ‘fast food’ türü yiyeceklerden uzak durulması ve bol enerjili gıdalarla beslenilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Hareketsiz yaşamdan (oturarak) vazgeçilmesi gerektiğini, ‘yürüyüş’ yapmanın hayat kalitesini artırdığını ifade eden Arca, bu tür problemler çözülmediği sürece diyabetin sorunlarının çözülemeyeceğini aktardı.
    “Diyabeti kontrol etmek gerekir” diyen Arca, diyabetle ilgili insanların da devletin de çözmesi gereken sorunlar olduğuna vurgu yaptı. Özellikle ‘yürüyüş yolları ve parkurları’ olmadığından yakınan Arca, oyun parkı olan yerlerin de yetersiz olduğunu ifade etti. İnsanların yürüyüş yapabilmeleri ve bazı ihtiyaçlarını gidermek için devlete ve belediyelere görev düştüğünü aktaran Arca, bunu esasen yönlendirmesi gerekenin devletin kendisi olduğunu ifade etti.
    “Eğitim birimi oluşturulması şart”
    Arca özellikle devletin ‘diyabet’ konusunda ‘eğitim’ vermesinin çok önemli olduğunu söyledi.
    Arca, “Eğitim olmazsa toplumu teşvik edemezsiniz. İnsanlar; doğru beslenmesinin gerektiğine ve hareket etmesinin önemine inanmazsa, siz istediğiniz kadar bazı şeyleri söyleyin hiçbir anlamı olmaz” dedi.
    Arca, Diyabet Derneğinin yaşam tarzı değişikliği konusunda insanları eğiterek, bilgi vermeye çalıştığını ancak bunun yeterli olmadığını aktardı.Devletin eğitim konusunda adım atması ve kamusal açıdan program oluşturması gerektiğini söyledi. Caner Arca; “devletin asli görevlerinden biri ilaç tedarik etme ve yataklı tedaviyi sağlamak ise bir diğerinin de ‘koruyucu hekimlik’ yapmasıdır” dedi. Devletin diyabet konusunda insanları bilinçlendirmesi gerektiğinin şart olduğunu vurguladı.
    Diyabet rahatsızlığının çok önemli olduğunu bir kez daha vurgulayan Arca, diyabeti kontrol altına almadan ana problemlerin ortadan kaldırılamayacağını söyledi.
    “Devletin yapması gereken en önemli işlevlerden biri de eğitimdir” diyen Caner Arca, diyabetin sağlık politikasının içinde ayrı bir politikası olması gerektiğini vurguladı. Arca, “koruyucu hekimliğin en önemli görevlerinden biri insanların yaşam tarzlarını değiştirmeleri açısından onları eğitmektir. Bu eğitim sürekli olmalıdır. Özellikle de yürümeyi teşvik etmelidir. Doğru beslenmenin kuralları gerekirse mutfakta verilmelidir” dedi.
    “Doktor ve hemşire eksiği var”
    Diyabet merkezlerinde doktor ve hemşire eksikliği bulunduğunu savunan Arca, “kayıtları tutacak sekreter eksiği bile var” dedi. Caner Arca, Mağusa Devlet Hastanesi ve Cengiz Topel Hastanesinde ‘diyabet poliklinik günü’ olması gerektiğini aktararak, hastalar Lefkoşadaki merkezde uzun süre beklemek istemiyor. Bir ilaç yazdırmak için gelip saatlerce bekleyen hastalar var. Özellikle ilaç yazdırmaya gelen kişilere hastanın durumuna göre 3- 4 aylık reçete yazılsın ki gelip sırada beklemesin. Her ay eczaneye giderek ilacını alabilsin. Bu stres insanları hasta ediyor. Bu durumları Sağlık Bakanımıza da aktardık ve konuya olumlu baktığını gördük” dedi.
    Diyabet Merkezi’nde ‘randevu sistemi işlemiyor’ diyen Arca, özellikle çocukları tarafından merkeze getirilen yaşlı insanların saatlerce beklediğini, bu uygulamanın sağlıksız olduğunu aktardı.
    Gür: “Kuzey Kıbrıs’ta sadece üç tane endokrin uzmanı var”
    Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ömer Gür ise şu anda Kuzey Kıbrıs’ta 3 tane Endokrin Dahiliye Uzmanı’nı bulunduğunu ve bu doktorların Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde görev yaptığını açıkladı. Uzman doktor bulunmadığı için diğer bölgelerde görevlendirilemediğini söyleyen Gür, diğer devlet hastanelerinde diyabet gününde dahiliye uzmanlarının baktığını, haftanın belirli günlerinde hastaların Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde tedavi olduğunu aktardı.
    Gür, “emekliye çıkan doktorların yerine yeni doktor atayamıyoruz ya da kaçan doktorlarımız var, farklı bölgelere gitmek istemeyen doktorlar var. Bazı yerlerde eksiklik yaşanıyor sadece Diyabet Merkezi’nde sorun yok” diyerek ciddi anlamda personel sıkıntısı yaşandığını dile getirdi. Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne üçüncü basamak sağlık hizmeti verildiğini aktaran Gür, endokrin uzmanı doktorların Diyabet Merkezi’nde olması gerektiğini söyledi. birinci ya da ikinci basamak sağlık hizmeti verilen merkezlere pratisyen hekimler ve çocuk doktorları göndererek desteklenebildiğini aktaran Gür, üçüncü basamak olanlarda ise yüksek ihtisas yapan doktorlar görevlendirildiğini, sistemin bu şekilde olduğunu aktardı.
    Dr. Gümüşdağ: “Eğitimler hemşirelerimiz eşliğinde veriliyor”
    Eğitim çalışmalarını Sağlık Bakanlığı’na bağlı 5 hemşirenin sürdürdüğünü söyleyen Yataklı Tedaviler Dairesi Başhekimi Dr. Yeşim Gümüşdağ ise hemşirelerin diyabet konusunda da eğitim çalışmalarını düzenli olarak yürüttüğünü dile getirdi. Gümüşdağ, Diyabet Derneği ile birlikte köylere ve birçok yere giderek şeker testi yanında insanlara diyabetin öneminin anlatıldığını aktardı.
    Gümüşdağ, kanser ya da diyabet gibi hastalıklar konusunda okullarda ya da farklı yerlerde vatandaşların bilgilendirildiği, hemşirelerin her konuda eğitim verdiğini belirtti. Ekim ayında Diyabet Günü olduğunu ve bu ay içerisinde hazırlanan program çerçevesinde bu eğitimlerin verileceğini aktaran Gümüşdağ, Diyabet Derneği ile birlikte köylere ve birçok yere giderek şeker testi yanında insanlara diyabetin öneminin anlatıldığını aktardı. Sağlık Bakanlığı’nın hemşirelerinin bu eğitimi verdiklerini bir kez daha vurgulayan Başhekim Dr. Gümüşdağ, dernekle istişare içerisinde bu eğitimlerin sürekliliğinin sağlanmaya çalışıldığını aktardı.

    Hastalar ne dedi? Hastalar ne dedi?
    Ertan Azer: “Biz düzenli olarak geliyoruz. Herhangi bir sıkıntımız yok. Benim sadece diyabetle sıkıntım var. İlaçlarımızı da rahatlıkla buluyoruz. Hastaneyle ilgili bir sıkıntı yok”
    Emine Özyol: “Ben 20 yıldır diyabet hastasıyım. Ayak Bakım Ünitesine düzenli olarak geliyorum. İnsülini de hapımı da bulurum. Diyabet Derneği bize yardımcı oluyor. Tedavimizi randevu sistemiyle rahatlıkla görüyoruz. He türlü ihtiyacımız gideriliyor”
    “UZUN SAATLER BEKLİYORUZ”
    Müsteyde Çiftseven: “Bizim tek sıkıntımız uzun saatler burada bekliyoruz. Bazı insanların şekeri düşer dayanmaz duruma gelir. Uzaktan gelen insanlar var onlar için saatlerce beklemek çok zor olur. Bazıları kendi bölgelerinde bakılmak istenir ama olmadığı için buraya gelirler. Ayrıca benim başka bir sıkıntım var ve onların ilaç parasını alamdım. Sağlık Bakanlığı’na durumla ilgili bir kağıt gönderdim, bakanlık dar gelirli olduğuma dair bir belge verdi. Beyin travması geçirdim işlemlerimi yapmamı sonra ameliyat olmamı söylediler. Ben işlemleri yaptım, yardımcı olmalarını istedi. Yardım kağıdı almam gerekirmiş onu verdiler, yanlış kağıdı aldım. Ameliyat olduktan sonra para almadılar ama ilaçlarımı eczaneden vermediler.”