• 26 Nisan 2014 16:04

    50.Ulusal Diyabet Kongresine Katıldık

    50.Ulusal Diyabet Kongresine Katıldık

    Kongrede stant açan Kıbrıs Türk Diyabet Derneği, yaptığı çalışmaları; poster, pano ve broşür dağıtarak tanıttı.

    Kongrede stant açan Kıbrıs Türk Diyabet Derneği, yaptığı çalışmaları; poster, pano ve broşür dağıtarak tanıttı.
    Rixos Sungate Hotel, Beldibi - Antalya’da 4 gün süren Diyabet Kongresi 23-26 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. Türkiye’deki ilaç firmalarının sponsor oldukları ve stant açtıkları 50. Ulusal Diyabet Kongresinde bilim adamları, doktorlar, biyologlar, hemşireler, diyetisyenler, psikologlar gibi diyabet konusunda çalışan ve araştırmalar yapan yaklaşık 1,000 kişi katıldı. Kongrede, diyabet konusunda yapılan araştırmalar ve diyabet tedavisinde gelinen son aşamalar konuşuldu, tartışıldı.
    Her yıl gerçekleştirilen Ulusal Diyabet Kongresinde bu yıl ilk kez konuyla ilgili derneklerin stant açmaları sağlandı. Türkiye Diyabet Vakfı ve Türk Diyabet Cemiyeti yanında stant açan dernekler şöyle.
    Türkiye Tıp Akademisi, Türk Nefroloji Derneği, Diyabetle Yaşam Derneği, Diyabet Obezite ve Beslenme Derneği, Türk Diyabet ve Obezite Vakfı, Türk Obezite Araştırma Derneği, Kıbrıs Türk Diyabet Derneği, Diyabet Diyetisyenleri Derneği, Diyabet Hemşireleri Derneği, Düzce Çocuk ve Genç Diyabetliler Derneği, Metabolik Cerrahi Derneği, Türkiye Fizyoterapistler Derneği ve Çocuk Adolesan Diyabetikler Derneği.
    Kongre alanı girişine diyabete dikkat çekmek amacıyla gençlerin hazırladıkları onlarca poster yerleştirildi.
    Kongrede daha çok şu konulara vurgu yapıldı.
    Tip 1 ve Tip 2 diyabet olarak yapılan sınıflandırmanın değiştirilmesi ve ara sınıfların konması, buna göre de tedavide uygulanan prosedürlerin tekrardan gözden geçirilmesi gerektiği üzerine dikkat çekildi.
    Diyabetik hastalarda tedavi bireyselleştirilmeli, en iyi, en uygun tedavi planlanmalıdır.
    Diyabetiklerde erken dönemde sıkı metabolik kontrol diyabetik komplikasyonların önlenmesinde önemlidir.
    Düzenli kronik komplikasyon taramaları ve çoklu risk azaltılması komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi için gereklidir.
    İkili oral anti diyabetik alan ve kan şekeri hedeften çok uzak olan hastalarda insüline geçilmesi çoğunlukla en etkin tedavi olarak önerilmektedir.
    HbA1c (3 aylık kan şekeri) >9.5 ise insülin tedavileri ile daha iyi kontrol sağlanır.
    Kongrede üç büyük salonda dört günde 13 Panel, 10 Uydu sempozyumu, 15 konferans ve onlarca poster sunumları paralel uygulamalar şeklinde gerçekleşti.
    3. salonda bir gün süreli 16. Ulusal Diyabet Hemşireliği Sempozyumu ve 4. Salonda ise 2 gün süreli 16. Diyabet Diyetisyenliği Sempozyumu gerçekleşti.
    50. Ulusal Diyabet Kongresinde ilk gün açılış töreni oldu. İkinci gün insülinler ile ilgili araştırmalar ve insülinlerin Tip 1 ve Tip 2 diyabetiklerde uygulanmalarına yönelik çalışmalar konuşuldu.
    Üçüncü gün ağırlıklı olarak Tip 2 diyabetin konuları ve komplikasyonların oluşumuna yönelik bilgiler verildi. Kullanılan ilaçlar hakkında yapılan yeni araştırmalar konuşuldu.
    Dördüncü gün daha çok poster sunumları ve HbA1C ile ilgili yaklaşımlar ve Komplikasyonlardaki pozisyonları, beta hücrelerinde rejenerasyon konularında yapılan çalışmalar dikkatlere getirildi.
    Tümüne bakarsak Tip 1 ve Tip 2 diyabet olarak yapılan sınıflandırmanın değiştirilmesi ve ara sınıfların konması, buna göre de tedavide uygulanan prosedürlerin tekrardan gözden geçirilmesi gerektiği üzerine dikkat çekildi.